|
100 YILIN İLACI FENERBAHÇE’NİN 100. YILINDA BULUNDU
Tarihe geçen 100 yılın buluşu, ne tesadüftür ki Fenerbahçe’nin 100. yılında bulunuyor. Buluş koyu Fenerbahçeli bir Türk’e ait. Gururumuz bir kez de ondan… Önce bir otomobil firmasının Türkiye mümessili olarak yıllarca çalışıyor, sonrasında da tıp eğitimi almadan 30 yıl kendisini bilime adıyor bu müthiş insan. O, kanamayı durduran ve kan kaybından ölümleri engelleyen bir ilaç buldu, Dünya peşinde koşarken mucidi olduğu bu ilacın patentli bir Türk buluşu olmasında direndi ve patentini aldı. İşte; Hüseyin Cahit Fırat. O şimdi devlet koruması altında…
Hepimizin sorumluluğunu taşıdığımız işlerimiz var. Stresli günlerimiz olmuyor değil. Her işte olduğu gibi bizden de beklenen 0 hatayla çalışmamız. İşimizin sorumluluğunun ne kadar ağır olduğunu düşünüyoruz, her çalışan gibi…
— Nasıl bir Fenerbahçelisiniz peki? Biz normal Fenerbahçe taraftarı değiliz. Yaklaşık 10 kombinemiz var, en az 5 tanesini kullanıyoruz. Her maça gitmişizdir. Hiç kaçırmayız. Çocuklarımız doğduğu gün her birinin taraftar kartları alınır. Çocuklar için özel olarak Fenerium’a gidilir. Alışveriş yapılır. Dışarıdan hiçbir yerden alışveriş yapmayız. Bu forma dışarıda 5 liraya satılsa bile biz bilinçli bir taraftar olarak formayı Fenerium’dan 70 liraya alırız. Anelka, Alex, Roberto Carlos gibi yıldızları izlemek isteyen Fenerbahçeli taraftarlara tavsiyemiz sadece sözle, sağda solda Fenerbahçe’yi savunup ya da eleştirmesinler. İlk önce kulübe katkı yapsınlar, ondan sonra eleştiri hakkı doğsun. Ben görüştüğüm herkese söylüyorum: “Televizyonda maç izleyip ya da dışarıdan yorum yapan insanların eleştirilerini ciddiye almayın.” diyorum. Çünkü Fenerbahçe üzerinde söz hakkı olan, her gerçek taraftarın kendi çapında kulübe katkısı olmalıdır. Yönetimde her şey yolunda gidiyor. Tabii hatalar olacak. Transfer hatası olabilir. İyisi de olur kötüsü de olur ama niyetleri doğrudur, önemli olan da budur. Bu arada artık Fenerbahçe büyüklüğünü şöyle de ispatlıyor: Her türlü olumsuzluklarda önceden stat komple protesto ederdi. Şimdi 150 kişi protesto ediyor, 52000 kişiyse 150 kişiyi protesto ediyor. Böylece Fenerbahçe’nin büyüklüğü de ortaya çıkmış oluyor. Stadımızı anlatmaya gerek yok Türkiye’de alternatifi yok. Altyapısı belli bir Dünya kulübüdür. Yönetimi de her şekilde destekliyoruz. Fenerbahçe’ye güveniyorum. Bütün takımlarda devre arası ve zaman içinde sakatlıklarla ilgili kopukluklar oluyor. Fenerbahçe bunu erken yaşadı. Diğer takımlarda bunu yaşayacaklardır. Biz bunu yaşadık ve artık puan kaybetmeyeceğiz. Bu yıl yine şampiyonuz. Buna tüm kalbimle inanıyorum. — Bir gün Fenerbahçe’nin yönetiminde yer almak ister miydiniz? Yönetimde gelecekte yer almak isterdim. Fakat daha çok arkadaşlarımın girmesini istiyorum. Evet, koyu bir Fenerbahçeli olarak son derece ilginç ve güzel bir tesadüf oldu. — İlaçtan bahseder misiniz bize? Tabii… Ankaferd isimli bu ilaç, kanamayı durdurduğu için kan kaybından ölümleri engelliyor. Bitkisel bir karışım olan Ankaferd’in içinde asma yaprağı, havlıcan, ısırgan otu, meyan kökü ve kekik var. Bilinen bir yan etkisi yok. Kullanımı kolay. Tampon şeklinde herkes kanayan bölgeye uygulayabiliyor. Ampul şeklindeki ürünlerse ampul kırılarak yaranın üzerine dökülüyor. Ankaferd’in Türkiye genelinde distribütörlükleri verildi. Acil servislerde ve ambulanslarda bulundurma zorunluluğu getirildi. Ankaferd eczanelerde de bulabiliyor. Her alanda ve evlerde herkesin kullanabileceği bir tarzda çok basit bir şekilde de yaptık. Küçük çapta yaralanmalardan, büyük yaralanmalara kadar geçerlidir. Çok faydalı ve bitkiseldir. — Yurtdışında takip edilmişsinizdir diye düşünüyorum… Bütün Dünya bunun peşindeydi ve hala da öyle. Ankaferd, daha ruhsat aşamasındayken pek çok yabancı ülkeden, Almanya’dan, Fransa’dan, Hollanda’dan, İsviçre’den, ruhsatını kendi ülkelerinde almak üzere inanılmaz teklifler geldi. Bu teklifler küçümsenmeyecek kadar büyük tekliflerdi. Sınırsız para ve binlerce metrekarelik çalışma alanları vaat ediyorlardı. Suudi Arabistan Kralı’nın ailesinden biri Ankaferd’in ruhsatını Suudi Arabistan adına alabilmek için üç gün boyunca Türkiye’de kalıp, beni ikna etmeye çalıştı. Fakat ben her zaman “Türkiye’nin yurtdışına ihraç edecek bir ürünü olsun” istedim. Çok emek isteyen yıllarca süren çalışmalarımız oldu. Fakat hastalığım nedeniyle bazı noksanlıklarımız kalmıştı, onları da uzun bir zamanda tamamladıktan sonra 3 yıl gibi bir süre içinde ortaya çıktı. Gerçekten 100 yılın buluşu. Arkası da gelecek… — Yeni bir buluş daha mı geliyor? Şimdilik büyük bir sır olarak saklanıyor. Üzerinde halen çalışıyoruz. Bana biraz zaman tanıyın. 5–6 ay sonra yeni ilacı Malatya’da açıklayacağım. Kan durdurucu Ankaferd kadar önemli bir ilaç. Sağlık alanında devrim yaratacak. İddia ediyorum çok büyük bir ses getirecek. 100 kişinin üzerinde insan bu projede çalışıyor. Tam bir komite oluşturduk. Olayın çok ciddiye alınması gerekiyor. — Nobel ödülünü de alır mıyız? Az bile kalır, çağın olayı olacak. Çok büyük etki yaratacak. Buluşumuzu açıklayacağız, Dünya’yı sarsacak. — Güvenliğiniz ne durumda? Devlet koruması altındayım. Sonuçta yaptığım iş birilerini rahatsız edebilir. Ürettiklerinizle bir diğerinin yaptığını atıl hale getiriyorsanız kimse sizi sevmez. — Diğer çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Yanık izleriyle ilgili bir çalışmamız daha var. O da dünyada bir ilk. Ameliyata gerek kalmadan hiç yanık izi kalmayacak, ağrı ve sızıyı en alt safhaya düşecek, yan etkisi olmayacak, yine bitkisel olan bu ilaçla yanık izleri bütünüyle silinecek. Deneyler bitti. Tasdiki Ankara’da hazırlanıyor. Son olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün tasdikinden geçmemiz lazım. Bir kısmı geçti… Bu ilaçlar eczanelerden çok hastanelerde mevcut bulunacak. Çünkü tamamen cerrahi bir ürün ama eczanelerde de olacak. Şu an ambalaj safhasındalar yılbaşından sonra dağıtılacaklar… — Tüm bu çalışmalar sırasında sıkıntılar yaşadınız mı? Çok zorlandım. Önceleri kimse inanmamıştı. Hayallerle yaşadığımı zannediyorlardı. Ailem ve çevremdeki insanlar bana hep güvendi. Bu araştırmalarımız uzun yıllar sürdü. Neyse ki Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatımızı aldık, ambalajı yaptık, piyasaya çıkardık. İlacı Türkiye`de üretiyoruz, Ankara ve İstanbul’da fabrikalarımız var. — Taraftarlarımıza mesajınız… Fenerbahçe benim için çok özeldir. Bir zamanlar basın kuruluşunda çalıştığımdan işinizin zorluklarını çok iyi anlıyorum. Böyle bir derginin de hazırlanışının hiç kolay olmadığını sayfaları çevirdikçe daha iyi anlıyorsunuz… Zaman içinde burada da bir tarih yatacak. Emeği geçen herkese bir Fenerbahçe taraftarı olarak teşekkür ediyorum.
FENERBAHÇE, TÜRKİYE’DE TEK
DÜNYAYI SARSAN İLAÇ VE TÜRK BİR MUCİT Hakan her erkek çocuğu gibi erkekliğe ilk adımını atmak üzereydi. Aile mutluydu. Ama bilmedikleri bir şey vardı. Hakan hemofili hastasıydı. Kanaması bir türlü kesilmedi. Van 100. Yıl Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü’ne götürüldü fakat kan durmuyordu. Her türlü tedavi denendi. Milyarlar tutan ilaçlar kullanıldı ama sonuç alınamadı. Tam 15 gün boyunca Hakan kanadı, kanadı. Hakan annesine “Anne ben ölecek miyim?” diye sorarken, neredeyse umut kesilmişken, Hacettepe Tıp Fakültesi’nde çalışmaları yapılan bir ilacı duyduklarını hatırladı doktorlar. İrtibat kuruldu, durum anlatıldı. Hematoloji Bölümü’nden Şerafettin Kirazlı geldi. “Kolay, hallederiz” dedi. Cebinden bir tampon çıkarıp şaşkın ve umut dolu bakışlar altında Hakan’ın kanamalı bölgesine koydu. 3 sn. sonra kan durmuştu. Hakan’ın annesi birden ok gibi fırlayıp hocanın bacaklarına sarıldı ve “Oğlumu kurtardın!” diye haykırdı.
|