|
İş taraftarlık yönüne geldiği zaman, herkes kendi makamını, yöneticiliğini, işini unutuyor. Spor müsabakalarını, maçları izlerken veya seyrederken duyulan heyecanlar, tepkiler aynı oluyor. Tabii bu 90 dakika veya müsabaka sonuna kadar devam ediyor. - Eğitiminizi nerede tamamladınız? Orta öğretimimi İstanbul’da tamamlayıp, üniversiteye hazırlık olarak bir sene Londra’da eğitim aldım. Yüksek öğrenimimi Amerika’da tamamlamaya karar verip; Connecticut’ta Hartford Üniversitesi’nde işletme bölümünü bitirdim. - İstanbul’a döndükten sonra iş hayatına atılmanızın yanı sıra Fenerbahçe hayatınız da başladı… Evet, 1994-1995 yıllarında İstanbul’a geri döndüğümde Altyapı Derneği’ne girdim. Davut Dişli başkandı. Altyapıda görev aldım. İlk kurulduğu yıllardı. O zamanki yönetim kurulundaki Metin Şen, Erdal Matraş gibi camia içinde belli yere gelmiş bu arkadaşlarla bir aradaydık. Yönetimdeki ilk tecrübemi böyle yaşadım. - Ve Fenerbahçe’ye duyduğunuz sevgi, bilgi birikimlerinizle birleşerek sizi şu an bulunduğunuz mevkiye getirdi. Fenerbahçe Spor Kulübü yönetim kurulundaki görev tanımınız ve sorumluluklarınız nelerdir? Fenerbahçe ailemizin, hayatımızın bir parçasıdır. Bizde günü iyi geçirmek - Yabancı transferlerle ilgili dönem yoğun ve aşama aşama geçiyor. Biraz bahseder misiniz? Yabancı oyuncuların transferleri o kadar kolay olmuyor. Aylar önceden başlayan bir altyapı çalışması var. Bu çalışmalarda ise gizlilik ön şarttır. “Scouting Team” adı altında eski sporculardan kurulu bir araştırma, gözleme grubumuz var. Bu arkadaşlarımız oyuncuları izlerler, transferlerinin olup olmayacağını, bu gibi verileri bir raporla yönetim kuruluna bildirirler. Teknik hocamızın da onayıyla bu oyuncular yönetim kurulunda değerlendirilir. - Türkiye’de son yıllarda gösterdiğimiz başarı ve yükselme grafiği nedeniyle davet mektubu aldığımız ve sizin de katıldığınız FIFA, UEFA ve Avrupa’nın önde gelen takımlarının yer aldığı G-14 adındaki oluşum ile anlaşmaya varıldı. Bu oluşum ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Avrupa’nın ünlü ve büyük futbol kulüplerinin kurduğu ve G-14 olarak isimlendirildikleri bir kulüpler birliği. Fenerbahçe Spor Kulübü de Nisan 2006’da Genel Müdürleri Thomas Kurth tarafından davet edildi. G-14 oluşumunda Milan, Juventus, Ajax, Liverpool, Real Madrid, Arsenal, Manchester United gibi kulüpler yer alıyor. Bu birliğin amacı; kulüplerin karşı karşıya olduğu ortak sorunların paylaşılması, kritik konular ele alınarak işbirliği yapılma yollarının araştırılması. Bunun neticesinde de kulüp haklarının en üst düzeyde elde edilebilmesi için yöntemler geliştirilmesidir. Son 2-3 ay içinde daha resmiyet kazandı. UEFA’ya karşı bir oluşumdu. Şimdi İsviçre’nin Nyon kentinde UEFA’nın genel merkezinde bir yer verdiler. İtibar edilen bir yer haline geldi. - Avrupa statlarıyla Şükrü Saracoğlu Stadımızı karşılaştırdığınızda kadın ve çocuk seyircilerimizin sayısında büyük bir farklılık var mı? Bu konuda yönetim olarak çalışmalarınız nelerdir? - Maçları seyrederken uğurlarınız var mı? Benim uğurlarım var evet fakat o Allah ile benim aramda. Onu bazen ben kendimden bile saklarım. Karşıdan fark edilebilecek şeyler yapmam ama uğurlarım var. Her şey bir tarafa, maçı ancak sahada mücadele gösterdiğiniz zaman kazanırsınız. Bugün Avrupa ile aramızdaki kalite farkı azalıyor. Biz rakiplerimiz arasında bu farkı kurumsallaşarak, altyapıyı sağlamlaştırarak ve yıldız oyuncuları aramıza katarak kapatacağız. - Evlisiniz ve iki çocuğunuz var. Bu Fenerbahçe sevgisi size babadan evlada geçtiği gibi onlara da geçti mi? Alihan 7,5 yaşında, kızımız Ayşe ise 3 yaşında. Onlar da Fenerbahçeli tabii. İster istemez bizimle evde aynı stresi paylaşıyorlar. Bize en çok ihtiyaç duydukları yaşlarda onlara yeterli zaman ayıramıyoruz. Alihan maçlara geliyor. Oğlumla enteresan ve oldukça da üzücü bir anım var. Hepimizi üzüntülere boğan Denizli maçı öncesi Denizli’ye gitmeden evvel, oğluma dönünce zaferi beraber kutlayacağımıza dair söz verdim. Tabii oğlum büyük bir beklenti içine girmişti. Denizli travması sonrası çok kötüydüm, kendimde değildim. Onu telefonla aradığımda benden daha kötü olduğunu gördüm. O günler gerçekten üzüntülü günlerdi. Kötü günler olgunlaştırıyor. Neyse ki bugün bu seviyeye hep birlikte geldik. - Sporla birebir ilgileniyor musunuz? Evet idareci olarak kulübü temsilen gidiyorsunuz fakat insanlar o kurayı o şansı size yoruyorlar. Allaha şükür bugüne kadar iyi gittik. Bildiğiniz gibi Anderlecht ile bir ön eleme maçımız, karşımızda da zor rakipler vardı. Mücadelemizi yaptık. Şansımız da iyi gidiyor. Benim içimden Chelsea ya da Roma geçmişti. Artık belli bir seviyeye gelmişseniz takımların seçimi için “O olsun, bu olsun” demeniz yanlış olur. Siz kendinizi bir marka olarak görmek istiyorsanız bu devlerle mücadele etmek zorundasınız. Bununla birlikte de gerekli yatırımları yapmış, öncelikle altyapınızı tamamlamış olmanız gerekir. Maalesef Türkiye’de altyapısı hazırlanmamış başarılar “anı” olmaktan öteye gitmiyor. Geçmişle yaşamanın pek bir faydası yok. O yüzden ekonomik olarak belli bir seviyeye mutlaka gelmek lazım. - Çeyrek finalde şansımız nedir? İlk maç kısmetse evimizde gerçekleşecek. Şansları eşit görüyorum. Maçta sonuç olarak 11 kişi sahada mücadele ediyor. Avantaj bizde. Yabancı takımlar, ilk etapta yenmek için değil; bir beraberlik yeter evimizde nasılsa yeneriz mantığıyla geliyorlar. Rakibimiz stresli olacak. İyi bir sonuç alırız diye düşünüyorum. Evimizde oynadığımız tüm maçları kazandık. Umarım rövanşa avantajlı bir skorla gideriz. Her kulüp yöneticisinin ve her kulüp taraftarının hedefi tabii ki Moskova’da final oynamak… Neden olmasın?
- Projelerimiz de kupalarımız gibi saymakla bitmiyor. Sosyal sorumluluk projelerimizin yanı sıra yönetim kurulumuz özveriyle çalışıp projeler üretiyorlar… Evet en son Divan Kurulu’nda başkanımızın yaptığı konuşmada da söylediği gibi; Ataşehir’de, Kadıköy Belediyesi tarafından kulübümüze tahsis edilen 50.000 metrekarelik araziye, 12.000 kişilik kapalı spor salonu, Fenerbahçe Stadı’nın yanındaki alana alışveriş merkezleri yapılacak. Onun dışında üye sayımızı çoğaltma projemiz var. Yapılan çalışmalar fazlalaştıkça bu oranda isteklerde artıyor. Hep birlikte ve bilinçli taraftar olduğumuz sürece tüm projeler hayata geçirilecektir. - Fenerbahçe Dergimiz nasıl sizce? Her ay alıyoruz ve okuyoruz. Çok başarılı buluyorum. Özellikle yönetici ve idarecilerle, oyuncularla yapılan röportajlar, onları bu yolla camiaya tanıtma çalışmalarınız da çok başarılı. Tüm çalışan emek veren arkadaşlarımı kutluyorum. - Taraftarlara mesajınız var mı? Fenerbahçe’de gerçekten çok vefalı taraftarımız var. Beni bir olay çok etkilemişti. Denizli maçından 2-3 gün sonra kulübe bir toplantıya geldiğimde o gün inanır mısınız
Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi/NİSAN-2008 |