|
Mazimizde bir tarih yatıyor! Bir arkadaş grubu düşünün, 60’lı yılların sonlarından beri, her cuma saat 13.00’te buluşuyorlar. Son on yıldır buluştukları mekan ise Çiçek Pasajı’nın en sevimli yeri Sev iç! Buluşunca ne mi yapıyorlar? Sanat, kültür, sinema, tiyatro, gündemdeki konular ve tabi ki Fenerbahçe... “Mazinde bir tarih yatar, yaşa Fenerbahçe” sözlerini bir kere daha ispatlayan saygıdeğer kişiliği ile tanıdığımız, sanatının bir duayeni olan, Türk Tiyatro oyuncusu ve yönetmeni, Divan üyemiz Sayın Mücap Ofluoğlu ile arkadaşlarıyla yaptığı geleneksel cuma sohbetinden önce küçük bir söyleşi yapma şansı bulduk.
“Kral Lear”de Kent dükü, “Kuru Gürültü”de Bendik, “Fizikçiler”de Mobius, “Pazartesi Perşembe”de Kırtasüddin Efendi, Çetin Altan’ın “Yedinci Köpek” piyesinde baş rolü, Refik Erduran’ın “Aman Avcı” piyesindeki rolü ve “Ömür Satan Hüsam Çelebi”deki rolleri ve daha bir çok oyunuyla devlerin arasında yerini aldı. En son rolü “Hastalık Hastası” ile oldu. 50’den fazla başrol 30 kadar oyun sahneye koydu. Bazı televizyon filmlerinde oynadı. 1981’den sonra beş kitabı yayınlandı. Şiir kitapları “Fotoğraftaki Çocuk”, “Bir Avuç Alkış”, “Aynadan Anılar”, “Ağlamakla Gülmek arasında” ve anılar araştırma kitabı “Dünya Bir Sahnedir”. Şimdi 86 yaşında bize kitaplarıyla yol gösterip, bir tarihi nakletti. Koyu Fenerbahçeli Divan üyemizle anılarını ve temennilerini paylaştık. Bizi çok gerilere 1934’lü yıllara götürdü... Başladı anlatmaya.... “Yıl 1934, ben ortaokul öğrencisiydim. Sonra siciller mi kayboldu bilemiyorum, Fenerbahçe Kulübü’ne giriş tarihim 1939 oldu. Neyse o da güzel, geriye baktığınızda yarım asrı çoktan geçmiş bir birliktelik. Benim üç teyzem vardı. Türkiye kürek şampiyonu idiler. 1933’te başladılar. O zamanlar Beylerbeyi, Beykoz, Galatasaray ve Fenerbahçe var. Bizim takımımız hep birinci olurdu. Fenerbahçe Kulübü’ne üye olabilmek için o zamanlar bir de tenis mecburiyeti vardı. Ben de tenise başladım. Kuşdili’nde ikisi toprak, birisi beton tenis kortu vardı. Şimdi ki Şükrü Saracoğlu Stadı arkasında beton iki tane daha kort vardı. Beton kortta tenisi ilerletenler toprak korta geçerdi. Ve futbol turnuvaları bittiği zaman kulüpte tenis turnuvaları başlardı. Tenis kortlarımızda da Balkan Tenis Şampiyonası yapılmaktaydı. Biz, çift erkeklerde birinci olmuştuk. O zamanlar İstanbul maçları, Ankara maçları vardı. Kendi aralarında oynarlar, bunların şampiyonları bir araya gelir maç yaparlardı. Bu arada, bizim statta Balkan Atletizm Şampiyonası da yapıldı. Zamanla tiyatro ve dizi çalışmalarım olduğundan maçlara fazla gidemedim. Uzun zamandır basketbolu seviyorum. Futbolu son zamanlarda kötü sözler nedeniyle sevmiyorum. 50, 60 sene evvel İstanbul çok farklıydı. Zaten 500.000 nüfus vardı. Herkes birbirine “Siz” diye hitap ederdi. Taksiciler kasketini çıkarır, kapıyı açardı. İstanbul’un bir yaşam tavrı, birbirine olan bir hitabı vardı ama bu zamanla değişti. “Siz” kelimesinin yerini “Sen” aldı. Maç sonrası karşı takımın oyuncularıyla kolkola çıkardık stattan. Şimdi öyle mi? Galatasaraylılar gelir bizim statta antrenman yaparlardı. En iyi stat bizim stattı. Şu anda da yönetimiyle olsun, tesisleriyle, oyun gücümüzle yine en iyi biziz. Aziz Yıldırım Bey’in başkanlığında iyi bir yönetime sahibiz. Kıskanılıyoruz. Aleyhimize bir sürü şey söylenip, yazılıyor. Fenerbahçe bunları ciddiye almıyor ve yolunda yürüyor. Fenerbahçelilik arttı. Taraftar kart ile bu artış kendini daha da kanıtlayacak. Bu arada dergimizi takip ediyorum. Dergimiz çok güzel, tebrik ederim. Galiba kulüpler arasında en güzel dergi bu. Fenerbahçe taraftarlarından isteğim: Spora sporcu gibi baksınlar sporda çekişme olacaktır, yarış olacaktır ama zorbalık, birbirini küçümseme, küfür olmamalı. Fenerbahçelilere bunu hiçbir zaman yakıştırmam.” diyerek sözlerini tamamladı Sayın Ofluoğlu... Sahne çalışmalarındaki üstün başarıları ve tiyatro sanatına olan tutkusu ile tanınan değerli hocamız Mücap Ofluoğlu ile saatlerce konuşabilirdik. Fakat kendisini yıllardan beri süregelen bazılarının deyişiyle Cuma Akademisi’nden ve arkadaşlarından alıkoyamadık. Buradan hepsine saygılarımızı iletiyor, cuma sohbetlerinin hiç bitmemesini diliyoruz.
|