Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi Röportajlarım
  • Emre Kınay Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi Ekim 2013 - 17/02/2014
  •  

     

     

    ARA SPOTLAR:

    01: Seyirci, kendine ait kokuyu sezdiğinde o işi takip eder…“Güneşi Beklerken” de böyle bir dizi. Şimdi Pazar gecesi saat 20.00’ye alındı. Reytinglerde de halen birinci sırada gidiyor.

    02: Günde 18 saat çalışıyoruz. Ben tecrübeyle biliyorum bizim oyuncularımız ne kadar ünlü hale geldiklerini öğrenmeye vakit bulamıyorlar. Örneğin Kerem Bursin’in başka ülkede de oyunculuğu var. Yağmur son beş altı bölümden sonra çıtasını yükseltti. Diziden her yerde bahsediliyor. Seyirci beğenirse dizi devam ediyor. Bunun da gösterge yeri reytingler.

    03: Tiyatroyla futbol birbirine çok benzer. Sadece bir fark var. Tiyatroda oyuncunun bildiği seyircinin bilmediği bir final vardır ama futbol da oyuncunun da bilmediği bir final vardır. Seyirciyle aynıortamdasınız, oynuyorsunuz ve oynadıkça açılıyorsunuz.

    04: “Güneşi Beklerken” dizisinin Fenerbahçe Koleji’nde çekiliyor olması benim için gurur kaynağı. Okulumuz öğretimi, tecrübeli kadrosu dışında mükemmel bir tesise sahip, özellikle spor ve konferans salonuna hayran kaldım.

    05: Benim mümkün olduğu kadar farklı roller oynamam gerek. Aynı rolleri oynarsam benim için de bir manası kalmaz. Benim seçimin iyi drama olmasından yana… Fenerbahçe’ye gelince; tabii ki Lefter’i canlandırmak isterdim. Eski sporcularımızın hepsi birer efsane. Eminim hepsinden de çok güzel hikâyeler çıkar.

    BAŞLIK: Emre Kınay: “Bir temaşadır futbol”

    GİRİŞ SPOTU: Kanal D’nin yeni gençlik dizisi, “Güneşi Beklerken” sadece televizyondaki reytinglerde birinci olmanın dışında internette de tıklanma rekorları kırıyor. Kanal D internet sitesinde bir günde, 1 milyonun üzerinde izlenen ilk dizi oldu. Başrollerini Emre Kınay, Hande Doğandemir, Kerem Bursin, İsmail Ege Şaşmaz, Yağmur Tanrısevsin ve Ebru Aykaç’ın paylaştıkları dizide, mütevazı yaşamlarını bırakıp İstanbul’a gelmek zorunda kalan bir anne- kızın, yeni hayatlarında başlarına gelenler konu ediliyor. Ve bu başarılı dizinin çekimleri Fenerbahçe Kolejimizde gerçekleşiyor. Fenerbahçeliliği tartışılmaz olan Sayın Emre Kınay’dan hem bu dizinin Fenerbahçe Koleji’nde çekilmesinin mutluluğunu hem dizi ile ilgili bilgileri hem de yeni projelerini paylaşma fırsatı bulduk.

    - Emre Kınay’ın nasıl koyu bir Fenerbahçeli olduğunu herkes çok iyi bilir fakat nasıl Fenerbahçeli olduğunuzu da bilmek istiyoruz…

    Tabii ki doğuştan Fenerbahçeliyim. Annem, babam, ablam da Fenerbahçeli. Demokratik bir aileyiz, ağabeyim de Galatasaraylı. Mahallemizin yarısından çoğu da Fenerbahçeliydi. Ben Ortaköy’de doğdum, Küçükçekmece’de büyüdüm. En büyük hayalim de kızımın Fenerbahçe Spor Kulübü sporcusu olmasıdır.Şu an dokuz yaşında, Şişli Terakki’de okuyor. Spora yüzme, yelken veya voleybolla başlamasını istiyorum.

    - Fenerbahçeliliğiniz bildiğim kadarıyla sadece futbolla kalmıyor, tüm branşlarla ilginiz var…

    Basketbol takımımızı çok beğeniyorum. Yelkene kadar ilgileniyorum.

    - “Güneşi Beklerken” diziniz yoğun bir tempoyla devam ederken maçları seyretme olanağınız oluyor mu? Totemleriniz var mı?

    Derbileri kaçırmamaya çalışıyorum. En son Kayseri maçınıseyredebildim. Bu sene fazla zaman ayıramıyorum. Totemlerimiz, uğurlarımız var tabii. Evde ayrı statta ayrı, gol yersek yer değiştiriyoruz, evde de kazara mutfakta gol olduysa mutfaktan izlemeye devam ediyorum. Duru’yu öpmeden maç izlemem.

    - Beğendiğiniz futbolcular?

    Hepsini çok beğeniyorum ve çok seviyorum. Volkan, dünyanın en iyi kalecilerinden biri. Mehmet Topuz’u da, Mehmet Topal’ı da çok beğeniyorum. Alves’e, Caner’e bayılıyorum. Lugano’yu çok özlüyorum. Caner geçen sene bu sezon oynatıldığı gibi olsaydı çok ciddi fark atacağımıza inanıyorum. Bu sene doğru yapılıyor.

    - Ya geçmişte en beğendiğiniz futbolcu desem?

    Benim geçmişte en beğendiğim futbolcu Hooijdonk’tur.

    - Tiyatro ile futbol oyununu birbirine benzetebilir miyiz?

    Tiyatroyla futbol birbirine çok benzer. Bir temaşadır futbol, ortada bir oyun var. Sadece bir fark var. Tiyatroda oyuncunun bildiği seyircinin bilmediği bir final vardır ama futbol da oyuncunun da bilmediği bir final vardır. Seyirciyle aynı ortamdasınız, oynuyorsunuz ve oynadıkça açılıyorsunuz.

    - Emre Bey tiyatro yaşamınız nasıl başladı, Fenerbahçeliliğiniz gibi aileden mi geliyor?

    Babam sinemada filmciydi. İpek Film’in dublaj yönetmenliğini yaptı. Daha öncesinden de annemle babamın tiyatroculukları var. Tiyatroda çalışmışlar ama ben o döneme denk gelmedim. Aile ortamında tiyatro ve sinema çok konuşulduğu için kulağımın hep kenarındaydı bu kavramlar. Özellikle radyo tiyatroculuğu ki babam çok severdi, tüm çocukluğum TRT’nin radyo tiyatrolarınıdinlemekle geçti. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı tiyatro bölümünü kazandım. Tiyatro bölümünü pekiyi dereceyle 1994 yılında bitirdim. 1991 senesi itibariyle tiyatroda tam profesyonel oldum. 1998 yılına kadar sadece tiyatroda çalıştım. Daha sonra televizyon projeleri de başladı.

    - İyi ki de başladınız. Şu an reytingleri birinci sırada yer alan “Güneşi Beklerken” adlı harika bir dizinizi izliyoruz.

    Seyirci, kendine ait kokuyu sezdiğinde o işi takip eder…“Güneşi Beklerken” de böyle bir dizi. Şimdi Pazar gecesi saat 20.00’ye alındı.Reytinglerde de halen birinci sırada gidiyor.

    -Dizi çekimlerinin bir bize gurur veren yanı Fenerbahçe Koleji’nde çekiliyor olması. Çekimler çok yoğun geçiyor olsa gerek…

    “Güneşi Beklerken” dizisinin Fenerbahçe Koleji’nde çekiliyor olması benim için gurur kaynağı. Okulumuz öğretimi, tecrübeli kadrosu dışında mükemmel bir tesise sahip, özellikle spor ve konferans salonuna hayran kaldım. Günde 18 saat çalışıyoruz. Ben tecrübeyle biliyorum. Bizim oyuncularımız ne kadar ünlü hale geldiklerini öğrenmeye vakit bulamıyorlar. Örneğin; Kerem Bursin’in başka ülkede de oyunculuğu var. Yağmur, son beş altı bölümden sonra çıtasınıyükseltti. Diziden her yerde bahsediliyor. Seyirci beğenirse dizi devam ediyor. Bunun da gösterge yeri reytingler.

    - “Güneşi Beklerken” çok farklı bir rekora daha imza attı…

    Evet, www.kanald.com.tr de dizi milyonlarca kez tıklandı ve bölümler indirildi. Bu, çok ciddi bir durum. Biz de hem hayret ettik hem de mutlu olduk. Yurt dışından diziyle ilgili telefonlar alıyorum. Önümüzdeki günler yurtdışı seyahatlerim olacak; vatandaşların ilgisini birebir görmeşansım da olacak.

    - Burada Fenerbahçe Kolejimizde sizinle az da olsa dizi çekimlerini seyretme olanağı bulduk. Karşımızda takım ruhunu yakalamış bir ekip görüyoruz…

    Biz çok mutluyuz burada, “Güneşi Beklerken” dizisi yönetmenimiz Altan Dönmez çok özel bir insan. Rahat çalışmanın dışında olmasıgerektiği gibi paslaşarak çalışıyoruz. Ben de bir tarafı rejisör olarak söylüyorum; belki de üslubumuz tuttu bu kadar sevmemiz birbirimizi, kendinden bana benden kendine giden gelen enerjiyi kabul edip, onu birleştirip daha iyi bir şey çıkarmaya yönelik çalışıyoruz ama sadece deneyimim dolayısıyla bana değil, diğer arkadaşlara da paylaşımı böyle oluyor. Yani ben böyle bir şey düşündüm diyebiliyor herkes, Sonuçta herkes aynı hikâyeye hizmet ediyor. Böylece sizlerin de ekranda yakaladığı çok keyifli bir çalışma çıkıyor ortaya.

    - “Güneşi Beklerken” dizisindeki öğretmen rolünüz tiyatronun bugüne kadar size verdiği eğitim ve sizin yeteneklerinizle seyirciye çok içten yansıyor. Fakat bu arada gerçekten akademik göreviniz olduğunu da biliyoruz. Duru Tiyatro’da sezon ne zaman ve hangi oyunla açılıyor? Tiyatro eğitimi için kayıtlar devam ediyor mu?

    Teşekkür ederim. Tiyatro kolay bir iştir sadece ilk 35 yılızordur, sonrası kolaydır. Öğretmenlik doğal olarak yaptığım işler nedeniyle yabancı değil, Duru Tiyatro’da ilk oyun Ekim ayında Kurban Bayramı sonrasında başlayacak. “Nafile Dünya”, “Sondan Sonra” başlayacak. Zihni Göktay’la benim oynayacağımız “Halktan Biri” ile de devam edecek. Tiyatro eğitimi ile ilgili kayıtlar devam ediyor. Yine bayrama göre ya bayram öncesi ya da sonrası.

    - İstanbul’dan sonra Ankara’da da bir tiyatro salonu ve okul olduğunun haberini aldık.

    Ankara’ya da bir yer açtık, doğru. Antares AlışverişMerkezi’nin içinde 1500 metre kare alanda. Hem tiyatro salonu olarak hem de okul olarak hizmet verecek. Ayda bir ve iki kez oraya gideceğim.

    - Sizleri hep farklı rollerde görüyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü ise efsane isimlerle dolu. Kimi oynamak isterdiniz?

    Benim mümkün olduğu kadar farklı roller oynamam gerek. Aynırolleri oynarsam benim için de bir manası kalmaz. Benim seçimin iyi drama olmasından yana… Fenerbahçe’ye gelince; tabii ki Lefter’i canlandırmak isterdim. Eski sporcularımızın hepsi birer efsane. Eminim hepsinden de çok güzel hikâyeler çıkar. Ben tanınmadan onlarla tanışma olanağını bulmuş biriyim. Hepsi ayrı ayrı özel bir kahraman.

    - Fenerbahçe taraftarı için mesajınızı alabilir miyiz?

    Münferit küçük olayları bir kenara bırakacak olursak; gerçekten bu kadar yüklenilmesine ve bu kadar üstüne oynanmasına rağmen, çok olgun ve hazımlı davrandı. Bu kadar hedef gösterilmeye, bu kadar hor görülmeye rağmen, özellikle son iki sezondur neredeyse Fenerbahçe’ye ait yasalar çıkacak. Fenerbahçe’ye bir şey olmaz; o bir çınar yaprağı, çınarlar da zor devrilir.

    - Sporcularımızı bir sanatçı olarak ne gibi aktivitelerde görmek isterdiniz?

    Bir serzeniş olarak almayın ama futbol takımımız gönül ister ki takım halinde Şehir Tiyatrosu’na, özel tiyatrolara gitsin hatta bana gelsin. Stada da, sahaya da yakınım; onur duyarım. Sanatla beraber spor eğitiminin ne kadar önemli olduğunu tekrar vurgulamak lazım. Futbolda da estetiği yükseltmek için estetik tüketimini artırmanız lazım. Estetik tüketimi de ancak sanat tüketirseniz artar. Entelektüel bir spor camiası yaratmak şart hale geldi.

    - Son olarak Dergimiz hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

    Dergimizi genel itibariyle beğeniyorum, her ay takip ediyorum. Emeği geçen herkese saygılar…




    Site Haritası
    Ziyaret Bilgileri
    Aktif Ziyaretçi8
    Bugün Toplam93
    Toplam Ziyaret218278
    Resimler
    Yazılarım
    8 Mart Kadınlar günü Organizasyonu