|
01: Türkiye’de bu büyük bir boşluk… Ve kostüm ve makyaj
atölyesi açmaya karar verdik. 11 yıldan beri hem makyaj eğitim hem de kostüm
yapım tasarım atölyesi olarak devam ettik. Sonrasında da iki senedir makyaj
eğitimi yoğunluğundan kostüm bölümünü kapatmak zorunda kaldık. Şu an makyaj
eğitimi ve sektörde makyaj ajansı olarak (set makyaj ekibi) olarak hizmet
veriyoruz. 02: Fenerbahçe bayan voleybol takımının maçlarını mümkün
olduğunca takip etmeye çalışıyorum.
Bayan taraftarlara bu noktada bir tavsiyem var. Burhan Felek’te voleybol
maçlarını izlesinler. Ülker Arena Spor Salonu’nu görmedilerse en yakın maç ne
zaman öğrenip mutlaka bir maça gitsinler. Bayanlar erkekler maçı fark etmez,
oradaki atmosfer de en az Şükrü Saracoğlu’nun atmosferi kadar etkileyici. 03: Geçen sezon sadece bayanların içeri alındığı bir maça
ablam Şenay ve birkaç arkadaşımızla birlikte gittik. Muhteşem bir hava vardı. O
günü asla unutmayacağım. Bu biz kadınlara gurur verdiği kadar kulübümüz için de
bir ilkti. Umarım bu sezon tüm Fenerbahçeliler hep beraber şampiyonluğu
kutlayacağız buna yürekten inanıyorum. 04: Mira adında bir kızımız var. Henüz 20i aylık. Onu
Fenerbahçeli yapmak istiyorum ama babası Beşiktaşlı. Aramızda tıpkı yıllar önce
bizim babamla yaşadığımız tatlı rekabet olacak.
Biz de şöyle diyoruz; biraz daha büyüyünce takımını kendisi seçsin. Ben
nasıl olsa Fenerbahçeli olacağından eminim. Oturduğumuz apartmanın adı bile
1907 apartmanı. 05: Türkiye’nin örnek alınacak kadın değeri olan Betül
Mardin’in plastik makyajını yapmak isterdim. Bir de Johnny Deep ve Hugh
Jackman’ın protezlerini hazırlayıp birine uygulamak isterdik. TRT için Aykut
Kocaman’ın da plastik makyajını yapmıştık. Aslında Başkanımız Sayın Aziz
Yıldırım’ın hayatını anlatan bir filmde onu oynayacak oyuncunun da plastik
makyajını yapmayı çok isterdim. BAŞLIK: Umay Korgül Gelgör: “Maç günleri Kadıköy farklı bir
makyaja bürünüyor…” GİRİŞ SPOTU: Artık kurumlar ve işverenler kişisel imajın iş
hayatındaki önemini diğer başarı kriterleriyle eşdeğer tutuyorlar. İş
ilanlarında bile okuduğumuz ilk kelime “Prezantabl” oluyor. Bu yüzden ister çalışan
ister kendine özen göstermeyi seven kişi için ilk intiba çok önemli. İşte
makyaj sanatçısı ve imaj tasarımcısı Sayın Umay Korgül Gelgör, bize makyajın
sadece iş yerleri, gündelik yaşam, filmler ve dizilerde değil; statlara, spor
salonlarına da yansıdığını gösterdi. Gönlündeki renkleri yüzlere uygulayarak
ille de “sarı lacivert” dedi… Artık
maçlara gelmek özellikle biz kadınlar ve çocuklar için daha keyif verici… - Biz aramızda “Fenerbahçeli olunmaz, Fenerbahçeli doğulur.”
deriz her zaman. Peki, siz nasıl Fenerbahçeli oldunuz Umay Hanım? Bizim ailede babam Beşiktaşlı, ağabeyim Fenerbahçelidir.
Fenerbahçe’nin 1985 yılı şampiyonluğuydu. Şampiyonluk kutlaması için ağabeyim
beni ve ablamı alıp Bağdat Caddesi’ne çıkarmıştı. Ağabeyimle aramda 14 yaş var
bu arada. Oradaki atmosferi ve coşkuyu görünce sarı lacivertli renklere âşık
olmuştum. Böylece sekiz yaşımda Fenerbahçeli oldum. Tabii babam bu duruma
bayağı bozuldu. Kendisi Beşiktaşlı, 3 çocuğu Fenerbahçeliydi ama aramızdaki
tatlı rekabet yıllarca evdeki en büyük neşe kaynağımız oldu. - Ara sıra maçlara
gelebiliyor musunuz? İşlerimin yoğunluğundan ancak ara sıra gelebiliyorum.
Moda’da oturuyoruz, yürüyerek stadımıza gitme şansımız var hatta annemiz
Yoğurtçu Parkı’nda oturuyor. Maç günleri stattaki bütün ses evin içinde. Annem
bu durumdan pek memnun değil ama biz çok memnunuz. Maçtaki bütün kritik pozisyonları naklen
duyabiliyoruz. Geçen sezon sadece bayanların içeri alındığı bir maça ablam
Şenay ve birkaç arkadaşımızla birlikte gittik.
Muhteşem bir hava vardı. O günü asla unutmayacağım. Bu biz kadınlara
gurur verdiği kadar kulübümüz için de bir ilkti. Umarım bu sezon tüm
Fenerbahçeliler hep beraber şampiyonluğu kutlayacağız, buna yürekten
inanıyorum. - Sporla birebir
ilginiz var mı? Ben küçüklüğümden beri sporla hep çok içli dışlı olmuşumdur.
Lisede voleybol oynadım. Yıllardır mutlaka bir spor salonuna üyeyimdir. Boş
zamanlarımda spor salonunda form tutmak benim için olmazsa olmaz bir şeydir.
Spor salonundan çıktığım zaman kendimi çok rahatlamış ve zinde hissederim. İçki
ve sigarayla hiçbir zaman aram olmadı. Spor yapan bir insan olarak vücuduma
ihanet etmiş sayarım kendimi. Yaz aylarında fırsat buldukça Moda’dan
Bostancı’ya kadar bisikletle gider gelirim. - Öncelikle size, Kulübümüzün bünyesinde gerçekleştirilen
“Kadınlar Günü” için verdiğiniz destek için teşekkür ederiz. İşinizle ilgili
bilgi verebilir misiniz? Ben sizlere teşekkür ederim. Özellikle ödülümüzü
Başkanımızın elinden almak bizim için büyük bir gurur kaynağı oldu. Ayrıca o
günü Fenerbahçe Televizyonu’nun canlı vermesi, ailelerimizi de çok mutlu etti. Ben üniversitede tekstil okudum ve okurken sinema ve
televizyonda kostüm tasarımları yapmaya başladım. Ablam Şenay, Almanya’da efekt
makyaj eğitimi aldı, ağabeyim Şenol da İngiltere’de yaşıyordu ve orada sinema,
TV makyaj eğitimi almaya başladı, sonrasında da eğitim aldığı okulda eğitim
vermeye başladı. Bizde düşündük ki Türkiye’de bu büyük bir boşluk… Ve kostüm ve
makyaj atölyesi açmaya karar verdik. 11 yıldan beri hem makyaj eğitim hem de
kostüm yapım tasarım atölyesi olarak devam ettik. Sonrasında da iki senedir
makyaj eğitimi yoğunluğundan kostüm bölümünü kapatmak zorunda kaldık. Şu an
makyaj eğitimi ve sektörde makyaj ajansı olarak (set makyaj ekibi) olarak
hizmet veriyoruz. - Zorlukları bizler yaşamasak da işiniz çok keyifli
görünüyor. Özellikle Anadolu Sigorta için çalıştığınız Atatürk benzetmesi çok
başarılı bulundu. Başka hayalinizde plastik makyajını yapmak istediğiniz
kişiler var mı? Evet, keyifli bir iş ama bir o kadarda zor ve riskli çünkü
ülkemizde yeni gelişmekte olan bir branş ve bunu tanıtmak, malzemeleri uygulama
yapacağımız insanlara anlatmak bizi biraz zorluyor. Biz Türkiye’de ilk defa
yüzden kalıplar alarak onların üzerlerinden modelleme yaparak protezleri
kendimiz hazırlıyoruz. Bunu söylüyorum çünkü bunu yapanlar kalıbı burada alıp
yurt dışında protezler hazırlatıp getirtiyorlar. Biz her şeyi uygulamaları
dâhil kendimiz yapıyoruz. Diğer sorunuza gelince; Türkiye’nin örnek alınacak
kadın değeri olan Betül Mardin’in plastik makyajını yapmak isterdim. Bir de Johnny
Deep ve Hugh Jackman’ın protezlerini hazırlayıp birine uygulamak isterdik. TRT
için Aykut Kocaman’ın da plastik makyajını yapmıştık. Aslında Başkanımız Sayın
Aziz Yıldırım’ın hayatını anlatan bir filmde onu oynayacak oyuncunun da plastik
makyajını yapmayı çok isterdim. - Atatürk projesine dönersek… O reklam filminde ablam Şenay’ın daha fazla emeği var.
Filmpark’dan Şenay’ı aradılar, öncesinde yurtdışından makyaj sanatçılarıyla
görüşmüşler burada Atatürk benzetmesinin yapılacağına çok inanmıyorlardı. Biz
bir denemeye gittik aslında biz de çok istemedik, çok riskli bir işti. Ufacık
bir hata çok büyük şeylere mal olabilirdi. Ajanstan zorlamalara dayanamayıp
deneme yaptık, çok beğendiler. Biz de açıkçası çıkan işten çok hoşlandık ve
sonrasında reklamı keyifle seyrettik. - Bizim için de
Fenerbahçe’nin renklerini içeren makyajlar hazırladınız. Bunları yaptırmayı
isteyenler genelde kimler? Gönlümdeki renklerin yüzle buluşması; sarı ve laciverdi maç
günleri isteyen bazı gençlere, bayanlara, çocuklara uyguluyoruz. Aralarında
bunun uğuruna bile inananlar var. Maç
günleri Kadıköy farklı bir makyaja bürünüyor…
- Size ulaşmak isteyenler için web siteniz nedir? www.kulismakyaj.com - Oyunculuk yönünüz
de var. Televizyonumuzu nasıl buluyorsunuz? Oyunculuk eğitimi aldım. Bir dizi ve birkaç tanıtım filminde
rol aldım. Makyaj eğitimi bütün zamanımı alıyor, fakat işimiz çoğunlukla sinema
ve dizileri de kapsadığından o eğitimin de yararını görüyorum. Televizyona bir
kadın izleyici olarak baktığımda; bence aktüel programlar biraz daha
arttırılmalıdır. Fenerbahçe TV bir spor kanalı olmasının yanında
Fenerbahçelinin de kanalıdır. Bayan taraftarların genelde erkekler kadar sporla
ilgilenemediğini hepimiz biliyoruz. Bayan izleyicileri de ekran başına
çekebilmek için farklı içerikli haber –aktüel ve magazin programları daha da
arttırılabilir. Biliyorsunuz aslında evde TV kumandası maçlar hariç
kadınlardadır. - Fenerbahçe Dergisi’ni okuyor musunuz? Bizlerden
beklentileriniz neler? Her ay alıyorum. Müthiş bir arşiv bizler için… Bence
Fenerbahçe Dergisi çok başarılı. En sevdiğim sayfalar da; Minik Kanaryalar
sayfası. Mira adında bir kızımız var. Henüz 20 aylık. Onu Fenerbahçeli yapmak
istiyorum ama babası Beşiktaşlı. Aramızda tıpkı yıllar önce bizim babamla
yaşadığımız tatlı rekabet olacak. Biz de
şöyle diyoruz: Biraz daha büyüyünce takımını kendisi seçsin. Ben nasıl olsa
Fenerbahçeli olacağından eminim. Oturduğumuz apartmanın adı bile 1907
apartmanı. - Fenerbahçe Dergisi okuyucuları için mesajınız var mı? Biraz klasik olacak ama takımlarını sadece tribünde değil
Fenerbahçe’nin adının geçtiği her yerde desteklesinler. Fenerbahçe Dergisi
alsınlar. Fenerbahçe TV izlesinler, Fenerium’dan alışveriş yapsınlar, Fenercell
kullansınlar. Takımlarına böylece daha fazla katkı sağladıklarını unutmasınlar.
Fenerbahçe hem başarıları hem de taraftar sayısıyla Türkiye’nin en büyük
kulübüdür. Son yıllarda yaşadığımız sıkıntıları hepimiz biliyoruz. Arka arkaya
alacağımız başarılı sonuçlar bu sıkıntılı süreci unutturacaktır. Özellikle bu
yıl Avrupa’da başarılı olup biraz daha ilerlersek ben Fenerbahçe’den bir UEFA
şampiyonluğu bekliyorum. Futbol dışındaki diğer branşlarda zaten Fenerbahçe
Türkiye’nin en başarılı kulübü. Mesela ben Fenerbahçe bayan voleybol takımının
maçlarını mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum. Bu sezon olmasa da dünya şampiyonu,
şampiyonlar ligi kupasına sahip bir takımımız var. Bayan taraftarlara bu
noktada bir tavsiyem var. Burhan Felek’te voleybol maçlarını izlesinler. Ülker
Arena Spor Salonu’nu görmedilerse en yakın maç ne zaman öğrenip mutlaka bir
maça gitsinler. Bayanlar erkekler maçı fark etmez, oradaki atmosfer de en az
Şükrü Saracoğlu’nun atmosferi kadar etkileyici. |