|
Yasemin Merçil: “Her şey için taraftarımıza minnettarız” Sayın Yasemin Merçil ile ilk röportajımız
dergimizin Aralık 2009 sayısında yayımlanmıştı. Bu röportajdaki ağırlıklı konuysa
Fenerbahçe Bayan Kongre üyelerinin bir araya toplanıp daha fazla aktif rol
alarak sosyal sorumluluk projeleri üretebilmesiydi. O gün bu koordinasyon, Başkanımızın
da önderliğiyle Yasemin Merçil’in yönetiminde başladı. Bugün Fenerbahçeli
kadınların “Ben de varım” demesinin en büyük sebebi, Sayın Yasemin Merçil oldu.
O zamandan bu zamana çok yol kat edildi. İnanılmaz denilen başarıları ve takım
ruhunu hep birlikte yaşadık. Stadımız belki de dünyada bile görülmeyen bir
kadın taraftar topluluğuyla doldu, taştı. Bugünlerde meyvelerini topladığımız
projelerimizden biri de “Altyapı Sporcularına Yönelik Kişisel Gelişim Odaklı
Takip ve Destek Modeli” projesiydi. Bu proje hayata geçmekle kalmayıp Avrupa
Kulüpler Birliği yayın faaliyetleri içerisinde ve kendi web sitelerinde yer
aldı. Bu başarı dolu yapıyı Sayın Yasemin Merçil’den ve “Altyapı Sporcularına Eğitim”
projesinin detaylarınınsa proje yöneticisi Sevil Becan ve çalışma grubundan
öğreneceğiz. Bizde geleneksel olarak yönetimde hep bir bayan olmuş. Benimle birlikte yönetici bayan profili biraz değişti. Ben daha aktif rol aldım. Yöneticilik dönemimde gerçekten diğer bütün yönetici büyüklerim bana hassasiyet göstermiş, sevgi ve saygıyla bana yaklaşmışlardır. Her zaman her şeyde bana öncelik vermişlerdir. Bu özeni hep hissetmişimdir. Bu sebeple çok sevdiğim kulübümde keyifle yaptığım mükemmel bir görev oluyor benim için. Soruşturmada ve iddianamede henüz bizim de açıklama getiremediğimiz birçok kapalı nokta var. Biz hukuka adalete inanıyoruz, fakat şu anda karşılaştığımız durumun maalesef adaletsiz olduğunu görüyoruz. Bu sorun sırf Fenerbahçe’nin sorunu değil, Türk yargı sisteminin sorunu haline gelmiştir. Türk yargısının var olduğunu söyleyebilmek açısından bu kadar uzun tutukluluk sürelerinin hiçbir mantıklı açıklaması yok. Başkanımla en sık görüşen kişilerden biri de benim. Aile bireyleri sadece belli günlerde başkanımıza gidiyordu, yöneticilerimiz gene çok kısıtlı zamanlarda alınan özel izinlerle başkanımıza gidebiliyordu. Bu nedenle ben hem kulüple ilgili kendisine bilgiler verebilmek hem ailesinin boşluğunu kapatabilmek adına hafta da 3-4 gün Başkanımızı ziyaret ediyorum. Hatta bazen haftanın her günü gittiğim oluyor. Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım gerçekten çok sevdiğim ve hürmet ettiğim birisi. Bir nebze olsun bu zor günlerinde onun yanında olup, destek verebildiysem ve onu rahatlatabildiysem ne mutlu bana. Kulübümüzün futbol şubesindeki altyapıdaki çocuklar, örneğin bugün yirmi kişiyse, hepsi birden belki bizimle A takımına gelemeyecekler, birlikte oynayamayacak hatta bazıları futbolcu olarak yaşamlarına da devam etmeyecekler ama bu çocuklar bünyemizde olmazsa da belki Gaziantep’te belki Bursa’da belki de başka bir kulüpte spor hayatına devam edecekler. Ancak Fenerbahçe Spor Kulübü’nden aldıklarını ve bu değerli dönemi her zaman hatırlayacaklar. Bir de topluma kazandırdığımız bu bireyleri dört dörtlük yetiştirebilirsek ve bunda da bizlerin faydası olursa çok gurur duyacağız. -Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu’ndaki görevlerinizin
ve sorumluluklarınızın yanı sıra taraftarlık yönünüzü de bizimle paylaşmanızı
isteyeceğim sizden. Biz aramızda
“Fenerbahçeli olunmaz, Fenerbahçeli doğulur” deriz her zaman. Peki, siz
nasıl Fenerbahçeli oldunuz? Fenerbahçelilik bizde aileden gelen bir gelenek. Bütün
ailemiz Fenerbahçeli ama benimki ailedeki diğer bireylere kıyasla daha fazla
fanatizm ağırlıklı bir Fenerlilik. Babam ve ağabeyim her zaman iyi birer Fenerbahçeli
olmuşlardır fakat maça gidip tribünden maçları takip eden birileri değillerdi. Benim
Fenerbahçeliliğimde biraz kendi kişisel yapımla ilgili olarak farklı bir
boyutta oldu. Ben tutkuyla peşinden koştuğum şeylerin sonuna kadar giden bir
insanım. Bu sebeple; “Eğer Fenerbahçeliysem, mutlaka Fenerbahçe ile ilgili bir
şeyler yapmalıyım” diye düşünürüm. Bu amaçla üniversite mezunu olur olmaz
aldığım ilk parayla önce Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre Üyesi oluşum, bunların
bir göstergesi. Hatta o zamanlar üyelik ödememi çeklerle yapmıştım. 4-5 aylık
maaşımın çeklerini peşin alıp kongre taksitleri olarak Sicil Kurulu’na peşin
vermiştim. İlk deplasman saha maçıma gidişimi ailemden gizlemiştim. Bu bir Van
deplasmanıydı. Orada yeni tanıştığım arkadaşlarla birlikte Sarı Lacivert
Derneği’nin kuruluşu gerçekleşmiştir. Ben de bu derneğin kurucularından olup 01
no’lu üyesiyim, derneğin tüzüğünü de ben yazdım. Sonra toplantılar başladı. Her
zaman amacımız; “Fenerbahçe için ne yapmalıyız ve ne gibi yeni projeler
üretmeliyiz?”olmuştur. Bu sürecin içinde maçlara gitme isteğim, kombine almamı
gerekli kıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü üyelik paralarını ödeyemeden kombine
alacağım diye ekonomik sıkıntı yaşadığım, unutamadığım anlarımdan biridir. Kulüp’le
ilk resmi temasım atletizm şubesinde çalışmaya başladığım dönemdir. Hatta kısa
bir süre atletizm şube kaptanlığı da yaptım. Bu süreç çok yoğun geçti. Artık
Fenerbahçe benim her şeyimdi. Nerede bir kulüp toplantısı var veya maç, ben
elimden geldiğince oradayım. Orta direk bir ailedenim. Tüm bu faaliyetlere
yetişmeye çalışmam zaman zaman beni hem mesleki hem ekonomik anlamda çok
zorlamıştır ama tüm bu mücadele ve süreç son aşaması olan Fenerbahçe Yönetim
Kurulu üyeliğine kadar gelen ve yükselen basamaklarla devam etti. -Maç demişken uğuruna inandığınız objeleriniz var mı? Uğur değil de, ne zaman maça özenip giyinsem yeniliyoruz. O nedenle maçlara günlük sıradan kıyafetlerle gidiyorum. Fenerium’un güzel ürünlerini kesinlikle giyemiyorum. Denizli, Trabzon maçlarında bu ters şansı kırmaya çalıştım ama sonuç ortada. Fenerbahçe ürünlerini sürekli alıyorum fakat hafta arası diğer günlerde bunları kullanıyorum. -Yönetimdeki tek bayansınız. Artıları, eksileri oluyor mu? Bizde geleneksel olarak yönetimde hep bir bayan olmuş.
Benimle birlikte yönetici bayan profili biraz değişti. Ben daha aktif rol
aldım. Yöneticilik dönemimde gerçekten diğer bütün yönetici büyüklerim bana hassasiyet
göstermiş, sevgi ve saygıyla bana yaklaşmışlardır. Her zaman her şeyde bana
öncelik vermişlerdir. Bu özeni hep hissetmişimdir. Bu sebeple çok sevdiğim
kulübümde keyifle yaptığım mükemmel bir görev oluyor benim için. -Bayan
taraftarlarımızın Fenerbahçe- Manisaspor ve Fenerbahçe- Sivasspor maçında
göstermiş olduğu performans ve katılım sayısının rekor düzeyde oluşunun
yankıları halen devam etmekte, bu başarıda da sizin payınızın çok büyük olduğu
bir gerçek. Siz neler söyleyeceksiniz, neler hissettiniz? Hem Kulübümüzün üye profili hem de içinde bulunduğumuz
süreçte bayan taraftarımız çok büyük özveri ve inanç örneği sergilediler. Zaten
bizim stadımız bayanların çok aktif olarak yüksek sayıda maça geldikleri bir stat.
Ama böyle önemli günlerde tabii ki biz bildiğimiz tüm kişileri aradık
hassasiyet göstermelerini, destek vermelerini istedik. Ufak da olsa bu güzel
atmosferin yaratılmasında bir katkımız oldu ama bu bilinç de taraftarımızda
vardı. Dolayısıyla takımına inanan bu taraftarın olaya katılmasının sağlanması
benim için zor olmadı, heyecanlı oldu. Arkadaşlarımla ve yöneticilerle aramızda
iddialar oldu “On bin gelir, on beş bin gelir, yirmi beş bin gelir” diye. Ben “Stat
dolacak” dediğimde, “Yirmi beş bin yap, süper” diyorlardı. Dolunca dünya
çapında bir şey oldu. Benim için de çok keyifli ve unutulmaz güzel bir anı
oldu. O günle ilintili çalışmak için çok az bir zamanımız vardı, tüm
tahminlerin üzerinde sizlerin de yaşadığı gibi çok güzel bir gün oldu. Bu aynı
zamanda, Türk kadınlarının futbol bilgisi ve maça etkisine ilişkin çok güzel
bir gösterge oldu. Manşetlere yansıdığı gibi, En güzeli de; ofsaydı bilmeyenin
kadınlar olmadığı da ortaya çıktı. Diğer takımların normal maçlarda
ulaşamadığı seyirci sayısına, cezalı
maçta Fenerbahçe yalnız kadınlar olarak
ulaştı. Yabancı medya da bu habere çok büyük ilgi gösterdi. İnşallah Başkanımız
çıktığında daha başarılı organizasyonlara imza atacağız. Biz tüm Fenerbahçeli
kadınlar için onurlu ve gurur dolu bir gün oldu. - Geçirdiğimiz bu üzüntülü süreçte duruşumuz hiç değişmedi
ve hep birlikte hareket ettik. Siz de yöneticiliğinizin yanı sıra avukatlık
titrinizle de daha fazla aktif olarak rol aldınız. Dergimizin Nisan sayısı
çıktığında inşallah başkanımız da başımızda olacak. Sizin bu süreçteki
çalışmalarınızı ve özverinizi büyük bir gururla takip ediyoruz. Bize bu süreçle
ilgili neler söyleyeceksiniz? Süreci tabii ki hukukçu olarak değerlendirmek gerçekten çok
zor. Soruşturmada ve iddianamede henüz bizim de açıklama getiremediğimiz birçok
kapalı nokta var. Biz hukuka adalete inanıyoruz, fakat şu anda karşılaştığımız
durumun maalesef adaletsiz olduğunu görüyoruz. Bu sorun sırf Fenerbahçe’nin
sorunu değil, Türk yargı sisteminin sorunu haline gelmiştir. Türk yargısının
var olduğunu söyleyebilmek açısından bu kadar uzun tutukluluk sürelerinin
hiçbir mantıklı açıklaması yok. Bu celse umduğumuz gibi gelişirse bu haksız
tutukluluğun bir an önce kaldırılacağı inancındayız. Evet, Başkanımla en sık
görüşen kişilerden biri de benim. Aile bireyleri sadece belli günlerde
başkanımıza gidiyordu, yöneticilerimiz gene çok kısıtlı zamanlarda alınan özel
izinlerle Başkanımıza gidebiliyordu. Bu nedenle ben hem kulüple ilgili
kendisine bilgiler verebilmek hem ailesinin boşluğunu kapatabilmek adına hafta
da 3-4 gün Başkanımızı ziyaret ediyorum. Hatta bazen haftanın her günü gittiğim
oluyor. Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım gerçekten çok sevdiğim ve hürmet ettiğim
birisi. Bir nebze olsun bu zor günlerinde onun yanında olup, destek
verebildiysem ve onu rahatlatabildiysem ne mutlu bana. Ömür boyunca anılarımda
yer alacak unutmayacağım bir dönem yaşıyorum. Maalesef kötü bir dönem ama “Fenerbahçe
için bir şeyler yapabildim mi?” “Evet, ben de bu süreçte
başkanım,yöneticilerimiz ve kulüp için bir şeyler yapabildim” diyebileceğim.
Gerçekten gönül rahatlığıyla vazifemi yapabilmemin gururunu taşıyorum. -Örnek sporcuların yetişmesi doğrultusunda sizin
başkanlığınızda yürütülen Fenerbahçe Spor Kulübü Kadın Kongre Üyeleri Çalışma
Komitesi’nin üyelerinden başta Sevil Becan olmak üzere “Altyapı Sporcularına
Yönelik Kişisel Gelişim Odaklı Takip ve Destek Modeli” adı altında bir proje
üretildi. Bu projede rol alan diğer üyelerimiz Gönül Yıldıran, Nazlı Ercan,
Gülnisa Bartın ve Özlem Akbostancı ile de görüşüp bilgiler aldık. Bu başarılı
projemiz “Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Sosyal Aktivitelerine Kadınların Katılımı”
başlığıyla Avrupa Kulüpler Birliği yayın faaliyetleri içerisinde ve kendilerine
ait web sitelerinde yer aldı. Ortaya çıkan bu gurur duyduğumuz tablo için neler
söyleyeceksiniz? Daha önceki yönetici profilinden farklı olduğum için yeni
nesil yetişen kongre üyesi bayanların daha aktif kulüp çalışmalarında olmasını
arzu etmekteydim. Bu isteğimiz doğrultusunda, bayanların birlikte kulübümüz için
bir şeyler yapabilmesinin önemi ve gerekliliği konusunda Başkanımızın da
önderliğinde böyle bir görüş birliğine vardık. Bayan kongre üyelerimizi aktif
hale getirmek için büyük bir toplantı düzenledik. Bu büyük toplantıya gelen
bayan kongre üyelerimizin bu faaliyetlerden hoşnut olacağını, eğer çalışmalar
yapılırsa katılmak istediklerini bilgisini de alınca projeler üretmeye
başladık. Altyapı projesi de bu toplantılar içinde ortaya konmuş bir projeydi.
Sn. Sevil Becan, bu projenin önderliğini de yapmıştır, çok büyük emek sarf
etti. Toplantılarda herkesin, ana hatlarıyla katılımcı olduğu ve
şekillendirdiği bir proje oldu. Takibini yapabilmek açısından daha sonra
koordinasyonu sınırlı sayıda üyeye verdik. Diğer üyeler de olanakları ölçüsünde
desteklerini esirgemediler. Avrupa Kulüpler Birliği’nden yazılar gelmeden çok
önce başlamış bir projeydi zaten. Fakat tabii bütün dünya ve Avrupa’da da spor
kulüplerinin sosyal sorumluluk bilinci içinde yapabilecekleri konusunda böyle çalışmalar
var. Kulübümüzün futbol şubesindeki altyapıdaki çocuklar, örneğin bugün yirmi
kişiyse, hepsi birden belki bizimle A takımına gelemeyecekler, birlikte
oynayamayacak hatta bazıları futbolcu olarak yaşamlarına da devam etmeyecekler
ama bu çocuklar bünyemizde olmazsa da belki Gaziantep’te belki Bursa’da belki
de başka bir kulüpte spor hayatına devam edecekler. Ancak Fenerbahçe Spor
Kulübü’nden aldıklarını ve bu değerli dönemi her zaman hatırlayacaklar. Bir de
topluma kazandırdığımız bu bireyleri dört dörtlük yetiştirebilirsek ve bunda da
bizlerin faydası olursa çok gurur duyacağız. Sonuçta bizler kadınız ve annelik
içgüdümüzle topluma sağlıklı bireyler yetiştirmede katkımız olursa ne mutlu
bize. Bu bilinci, bu bakış açısını etrafımıza yaymamız gerekir diye düşündük.
Bu konu hakkındaki detay bilgileri proje grubu ile yapacağınız röportajda
alacaksınız. Devamlılığı olan bu proje için herkesin katkılarını bekliyoruz. -Fenerbahçe taraftarı için bir mesaj alabilir miyiz? Taraftara ileteceğimiz en büyük mesaj teşekkür mesajı şu
aralar. Gerçekten biz sadece bir futbol ve bir spor kulübü olmadığımızı tüm
dünyaya ve ülkemize gösterdik. Her zaman kullandığımız bir söz var: “Biz bir
aileyiz” diye. Yaşadıklarımız gerçekten bir direniş, bir dayanışma örneğiydi.
Her yerde yalnız olmadığımızı hissettik, hem manevi hem de maddi anlamda. Bu
bizim için çok gurur verici oldu, çok duygulandık her noktada yalnız
olmadığımızı bilmek Başkanımıza ve bize çok güç verdi. Taraftarlara
söylediğimiz tek şey onlara minnettarız, iyi ki varlar. Lütfen yokluklarını da
bize hiç hissettirmesinler. -Dergimiz hakkındaki düşünceleriniz? Geçen gün yönetimde de konuştuk şu anda Türkiye’nin bir
numaralı dergisi, abone sayısı başka hiçbir dergide yok. Araştırılsa belki
dünyada da böyle nitelikli bir dergi sayılıdır. O nedenle bu kadar düzenli
abonesi olan gerçekten etkili ve güçlü bir medya aracı inşallah aynı şekilde
devam eder . Dergimiz bütün ekonomik göstergeleriyle de birlikte gerçekten
örnek bir dergi tüm emek verenleri kutluyorum. -Başkanımızın ne denli doğru bir seçim yaptığına bir kez daha tanık olduk. Başkanımız bize ne söz verdiyse yaptı. Çalışmak isteyen herkesin yolunu açtı. Bugüne kadar hayal diye baktığımız tüm hedeflerimize ulaştık. Teşekkürler Sayın Yasemin Merçil öncelikle ve özellikle bu süreçte başkanımıza verdiğiniz özverili destek ve çalışmalarınız için. Fenerbahçeli kadın taraftarlara yapmış olduğunuz öncülük ve katkılarınızdan dolayı da Fenerbahçeliler sizi asla unutmayacak! Yıllarca beraber çalışmak dileğiyle… |