Fatih Erkoç: “Biz ailece başka takım tanımadık”
Müziğe udi olan babasının kendisine üç - dört yaşlarında hediye ettiği kemanla başladı. Taş plakların dinlendiği dönemdi. Müziğe duyduğu heves ve yetenekle İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunu oldu. Ve bizim de “Ellerimiz Bomboş” kalmadı, Fatih Erkoç’a kavuştuk. Futbola yeteneği olmasa da Fenerbahçe’den başka takım tanımadığını söyleyen Erkoç, çok yakında Bağdat Caddesi’nde açacağı müzikli barın müjdesini vererek Fenerbahçelileri daha da sevindiriyor.
57 senedir Fenerbahçeliyim. Bir o kadar daha yaşamış olsaydım kuruluşu da görecektim.
Bazı bilim adamları Türkiye’nin dünyada en güçlü ülkelerinden biri olacağını savunuyor. Ben de Fenerbahçe’nin dünyada en iyi takımlarından biri olacağına inanıyorum.
Bağdat Caddesi’nde Göztepe Parkı’na yakın bir yerde çok güzel bir mekânda üç ortak olarak bir yer açmayı planladığımız doğru. Ekim 15 gibi açılışı planlıyoruz. Tabii ki tüm Fenerbahçelilere açık bir yer olacak.
Sayın Fatih Erkoç’la Bodrum Marina’da buluştuk. Bu röportajı da Fatih Bey’in “Meloş” adlı teknesinde Bodrum sularına açılarak gerçekleştirdik. Keyifli bir gün, keyifli bir sohbet oldu. Bu arada ilginç olan bir olaysa benim bir türlü ulaşamadığım Fatih Erkoç’a, 20 senedir görmediğim ve beni o günlerde bulan eski çalışma arkadaşım Nuray Doğruyol aracılığıyla ulaşmam oldu. Kendisine ve eşi Erdinç Bey’e Fenerbahçe Dergisi olarak çok teşekkür ediyoruz.
- Biz aramızda “Fenerbahçeli olunmaz, Fenerbahçeli doğulur.” deriz her zaman. Peki, siz nasıl Fenerbahçeli oldunuz Fatih Bey?
Annem ve babam Fenerbahçeli olduğundan ben de doğuştan Fenerbahçeliyim. Doğal olarak kardeşim Sinan da Fenerbahçeli oldu. Biz ailece başka takım tanımadık. İstanbul doğumluyum. 57 senedir Fenerbahçeliyim. Bir o kadar daha yaşamış olsaydım kuruluşunu da görecektim.
- İlk maça gidişinizi hatırlıyor musunuz?
Doğma büyüme Fatihliyim. Vefa Stadı vardı; zaman zaman maçlara gittiğimi hatırlıyorum. 93 yılında “Ellerim Bomboş” albümünü yaptığımdan itibaren Fenerbahçe Stadı ile daha iç içe oldum. Bir kere Fenerbahçe Stadı’nda bir maç da yapmıştık. Tanınmış kişilerin ve eski futbolcuların olduğu bir maçtı hatırladığım kadarıyla Lefter de vardı. Ben kendi kaleme gol atmıştım.
- Bir kez de Fenerbahçe’nin şampiyonluğunda sahada şarkı söylerken görmüştük sizi…
Evet… O kadar taraftarın olduğu bir alanda şarkı söylemek benim için müthiş bir zevk olmuştu.
- Maçlara gelmeye vakit buluyor musunuz?
Fener maçlarını statta seyretmeyi çok istiyorum fakat birinin “hadi gidelim” demesi gerekiyor. Sinema ve konserlerde de öyle; asla tek gezemiyorum. İllaki arkadaşlarım çağıracak ki öyle gideceğim.
- Bağdat Caddesi’nde bir mekân açacağınızı duyduk. Burada Fenerbahçe şarkıları da söylenecek mi?
Bağdat Caddesi’nde Göztepe Parkı’na yakın bir yerde çok güzel bir mekânda üç ortak olarak bir yer açmayı planladığımız doğru. Ekim 15 gibi açılışı planlıyoruz. Tabii ki tüm Fenerbahçelilere açık bir yer olacak.
- Fenerbahçe için şarkılarınızdan yaptığınız uyarlamalar var…
Evet, Fenerbahçe için yaptığım şarkılar var. “Oynatmaya Az Kaldı” ve “Ellerim Bomboş” şarkılarının uyarlamasını yapmıştık. Fenerbahçe’ye yazılmış sözlerle seslendirmiştim. Sinan Erkoç da uyarlamıştı. Zaman içinde bunları hep yapacağız.
- En beğendiğiniz futbolcumuz kimdir?
En çok Alex’i beğeniyorum. Alex diğerleriyle iyi takım oyunu kuruyor. Ama yabancılar yerine Türk futbolcuların çoğalmasını istiyorum. Volkan’ı da çok beğeniyorum.
- Aykut Kocaman’ı başarılı buluyor musunuz?
Aykut Kocaman’ı başarılı bulmak için henüz erken ama kendisi çok saygı duyduğum biri, başarılar diliyorum. İlk Antalya maçı ile lige başarıyla başladı. İnşallah güzel maçlar çıkaracağız. Bazı bilim adamları Türkiye’nin dünyada en güçlü ülkelerinden biri olacağını savunuyor. Ben de Fenerbahçe’nin dünyada en iyi takımlarından biri olacağına inanıyorum.
- Sanatçı olmasaydınız da mesleğiniz bir futbolcu olsaydı hangi mevkide oynamak isterdiniz?
Eskiden şimdiki gibi top oynayacak sahalar yoktu. Ön bahçe, arka bahçe gibi alanlar vardı. Buralarda kendi kendimize maçlar yapardık. Hep savunma oynamışımdır. Fakat futbolcu olma gibi bir yeteneğim yok onu biliyorum. Selim Çaldıran diye bir düzenlemeci arkadaşım var, mesleği olmamasına rağmen süper futbol oynardı. Öyle bir tekniği vardı ki sanki profesyonel bir futbolcu seyrederdiniz. Lakin benim gibileri seyretseniz, tekniğim olmadığını görürsünüz.
- Yeni projeleriniz var mı?
Projeler beni her zaman heyecanlandırmıştır. Geçen kış “Türkü” albümünü çıkardım. Çok güzel tepkiler aldım. Kardeşim Sinan Erkoç’a bir albüm yaptım. Bu sene için kendi albümlerimden seçilmiş 5 adet hit parça hazırladım. Maksi single olarak düşünüyordum fakat sonra 5-6 parça daha buldum, albüm halinde yılbaşına yetişir inşallah. Bir de sizin de haber aldığınız gibi “Cadde Bar” projesi. Gelecek sene için de bir Türk sanat müziği albümü planlıyorum.
- Sizin albümleriniz ve şarkılarınız yeni gençlik tarafından da biliniyor ve hala ezbere söyleniyor. Şu an Türkiye’de müzikte yeni nesil hemen parlayıp sönüyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Yetenekli insanlar var doğru ama Türkiye’de biraz cesur davranıp farklı şeyler yapmıyorlar. Kalıcı olmak için biraz daha farklı çalışmalar yapmak gerek…
- Sizin vazgeçilmez şarkılarınız neler?
“Kör Kuyular” sözleri benim değil ama çok beğeniyorum. Sonra “Gitme”, “Ellerim Bomboş” beğendiklerim. Bunlar 18 yıl oldu ama hala insanlar mekânlarda söylüyor. Bunun yanı sıra albüme girmeyenler var dolayısıyla onları insanlar tanımadığı için şimdilik isim vermeme gerek yok.
- Özellikle yapmak istediğiniz bir proje var mı?
Senfoni orkestrayla bir projem var. Söylemediğim birçok şarkı da yer alacak. Bu çalışma için de akustik bir şeyler arıyorum.
- Taraftar için mesajınız nedir?
Zaman zaman bütün taraftarlar tuttukları takıma kızıyorlar. Bizim istediğimiz gibi oynamadıkları için üzülüyorlar. Taraftarların hepsinin benden daha fazla futbol bilgisi olduğuna inanıyorum. Benim onlara bu anlamda söyleyecek çok fazla bir şeyim yok ama mağlubiyetler de olacak, galibiyetler de... Takımlarını hep desteklemeleri gerekiyor.
- Son olarak Dergimiz hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?
Fenerbahçe ile ilgili her şey şahane! Dergi şahane, formalar şahane, televizyon şahane. İlgiyle takip ediyorum. Bir keresinde İstiklal Caddesi’nde yürürken bir baktım bir Fenerium; o gün de maç vardı, maçta giydikleri formayı da çok beğenmiştim. Orada görünce hemen bir tane satın aldım, devamlı da giyiyorum. Tabii sizlerin hediye ettiği çubuklu vazgeçilmezimdir.